Bir Horon Hikâyesi: Şeniz Pamuk’un Sessiz Sadakati
Sevgili Şeniz Pamuk Horon adına zor bir öğrenciydi. Çalışmalara başladığında belli ki bu bir heves değil, mesleki bir ciddiyetle yaklaşmıştı. Sessizdi, sorgulamadı, sadece verilen dersi uyguladı. Saatinde geldi, saatinde gitti. Bir yıl boyunca hiç aksatmadan Topkapı’da birlikte çalıştık.
Bir süre sonra sınıf sayısı azaldı. Çoğunlukla devam etmek için Soldoylu gençleri de o sınıfa olarak dahil ettik. Şeniz, aynı istek ve arzu ile bir yıl daha onlarla çalıştı. Ancak zamanla grup yavaş yavaş dağıldı. Ders saatini meşgul etmemek ve sinerjiyi korumak adına ona “Yeteri kadar çalıştık, sınıf azaldı, yapmak istemiyorum ama mecburum” dedim. Sessizce gülümsedi, gözlerini kaçırdı, hiçbir şey söylemedi. O an hâlâ gözümün önünde… Çok etkileyiciydi.
Aynı saate başka bir sınıf başlattık. Şeniz, çok sevdiği horondan ayrı kaldı. Bir hafta sonra onu arayıp durumu açıkladım, gönlünü almaya çalıştım. Hak verdi ama şöyle dedi: “Hocam ya… Mutlu olduğun yeni taşındığın evine gelmişsin, tam dinleneceğin sırada ev sahibi geliyor ve ‘Yarın taşın’ diyor. Sizinki de öyle oldu. Hem de çok ama çok zor…”
Şeniz’in horon sevgisini hep görüyordum. Annesi Alman, babası Konyalıydı. Bu kadar içten ve saf bir anlayışla horonu seveceğini hiç tahmin etmemiştim. Yaptığım davranış beni de etkiledi. İki hafta sonra o sınıfı iptal ettim, arkadaşları başka gruplara aldım ve Şeniz’in tekrar horona başlamasını sağladım. Yaz gelince dönemi birlikte tamamladık.
O süreçte defalarca Yunanistan’a gitmesine rağmen her gezimize bizimle geldi. Çok mutlu oldu, hâlâ da oluyor. Horon Evi, bir psikoloğun eğlenmek, dost edinmek, terapi görmek için geldiği; maddi manevi destek verdiği bir anlayışı yaşatmaya devam ediyor.
Yeni dönem başladığında Topkapı’da onun seviyesinde sınıf kalmamıştı. Kadıköy’deki 6-7 yıllık üyelerimiz yurt dışı gezilerinden tanıdığı arkadaşları vardı. “Şeniz sizin sınıfa gelebilir mi?” dediğimde hepsi memnuniyetle kabul etti. Şeniz ise “Ben nasıl oynayacağım onlarla, olmaz” dedi. Ama horon sevgisi ağır bastı. Bir sorun daha vardı: A takımı 19.30’da çalışıyordu, Şeniz ise 21.00’den önce gelemiyordu. Salı grubu saatlerini 21.00’e aldı.
Horon halkasında dostluklar böyle gelişiyor. Horon öğrenmek; eğlenmek, spor yapmak, kültüre katkı sunmak demek. Kalıcı olduğunuzda yeteneğiniz, kilonuz ne olursa olsun gelişerek en üst düzeye çıkıyor. Horon, yaşam biçiminiz olduğunda 3-4 antidepresan yerine geçiyor.
Bugün Şeniz’in yeni iş yerini ziyaret ettim. Hayırlı olsun. Horon halkamızda olan birini kendi mekânında görmek, sohbet etmek çok özel, gurur verici. Evet, bu bir horon masalı. Belki bir gün belgesel, kısa film ya da bir kitap olacak. Oyuncular biz olacağız. Yazacak çok hikâyem var, acısıyla tatlısıyla… Bu satırlardan başlayacağım.
Sevgili Şeniz’e yeni iş yerinde sağlık, mutluluk ve bol kazanç diliyorum. Umarım hep bizimle kalır. B.E.Y.A.Z Danışmanlık Merkezi’ni ve Şeniz Pamuk’u tanımalısınız.
Yorumlar